Bu ilk sayımızda ikinci yazım.Bu kez sizlerle geçtiğimiz haftanın Dünya Kadınlar Günü olma vesilesiyle bu konu hakkındaki düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Kadınlar…Kadınlarımız…Anamız,bacımız,sevdiğimiz, insanlar… Nedir onlara bağlayan bizi.Kimisine bir şefkatle bağlanmışız,kimisine gönlümüzü kaptırmışız.Her birimiz onlarda bir şeyler bulmuşuz.Peki ya onlar nasıl hallerinden?Mutlular mı yoksa mutsuzlar mı?Hepsinin içinde bin bir umut geleceğe bakmaktalar.Kimisi bu hayat yokuşunda yorgun,tedirgin.Kimisi şimdilik iyi belki mutlu belki mutsuz.
Ben bu anlamlı haftada kadınlarımızın sorunlarından bahsetmek istedim.Ataerkil bir toplum olduğumuz için bizde kadın hep arka planda kalmıştır genel olarak.Toplumda en değer verilmesi gereken kişileri hep bir kayıtsız boşvermişlikle geriye atmışız.Dövmüşüz acımadan,sövmüşüz üstüne yetmezmiş gibi.Cinsel tacize haklarıymış gibi uğratmışız buna göz yumarak ,taksi kullanmasız demişiz,siyasete mümkün olduğunca az sokmuşuz bizleri kadınlar yönetmesin diye.Üstelik Ulu Önderimiz onlara 1934’te birçok batılı ülkeden önce bizim ülkemizde seçme seçilme hakkı vermişken biz bu çağda hala onlara ‘seçilememeleri’ için tüm işbirliğimizle saldırıyoruz.
Bu sorunları çoğaltarak sayfalarca yazmak mümkündü;ama bu güzel günde daha fazla iç karartmak istemedim.Bu güzel günü Peygamber Efendimiz’in ve Ulu Önderimiz’in kadınlar hakkındaki iki sözüyle kapamak istedim
Peygamber Efendimiz der ki: "En hayırlınız, hanımlarına en hayırlı olanınızdır. Ben hanımlarına karşı sizlerin en iyisiyim."215
Atatürk der ki: Kadınlar İÇTİMAİ HAYAT'da erkeklerle BİRLİKTE yürüyerek birbirinin YARDIMCISI ve DESTEKÇİSİ olacaklardır. (31.01.1923)